Ahmet Uçar 28.12.2017
S.A .Degerli site kurucuları öncelikle böyle bir siteyi insanlıgın istifadesine kazandırdıgınız için teşekkür ederim. Ben bozkır Aliçerçi köyündenim yani memiş efendinin köyünden memiş efendiyi sizlerin sayesinde ve üçpınar eski belediye başkanı ziya kuz bey efendinin degerli çalışmaları sayesinde dahada yakından tanıma şansı buldum böylesine insanlıga faydalı Alim bir insanın varlıgından neyazıkki burakın başka yöredeki insanları kendi köylülerimiz bile tam anlamıyla haberdar degil di şimdişiye kadar sizlerin sayesine inşa ALLAH daha geniş bilgi edinecegiz sizlerden beklentimiz dahada geniş bilgileri bu sitede yayınlamanızdır. Bende sizlerin bu çalışmalarını köy sitemiz olan www.alicerci.org sitemizde yayılayacagım izninizle ve sizin sitenizi kardeş site olarak ilan edecegim izin verirseniz saygılarımla.. ahmet uçar istanbul kuafor.ahmet42@hotmail.com tl.0538 243 16 42 ahmet uçar kuafor.ahmet42@hotmail.com  (28.09.2011)
M.ALİ UZ 28.12.2017
“MUHAMMED KUDSΎ EL-BOZKIRΎ”(Memiş Efendi) Memiş Efendi, AnadoluÂ’da yetişen âlim ve velilerin büyüklerindendir. Soyundan da pek çok büyük ilim adamları yetişti. Bir zamanlar onun Osmanlı topraklarında kırkın üzerinde halifesi irşat görevini sürdürdü. Yakın zamana kadar İstanbul halifesi Feyzullah EfendiÂ’den gelen kolun faaliyeti devam ediyordu. 1994 veya 1995 yılı idi. İstanbulÂ’da bulunduğum sıralarda damadım bir gün: “Bugün birlikte muhterem bir zatı ziyarete gidelim” demişti. O yılarda, “Baha VeledÂ’den Günümüze Konya Âlimleri ve Velileri” isimli kitabım yeni çıkmıştı. Bu kitabımdan yanıma bir tane alıp o zata götürdüm. Kitabı verdiğimde heyecanla kitabı karıştırmaya başladı. Bir şeyler arıyordu. Meğer kitapta Memiş EfendiÂ’yi arıyormuş. Aradığını bulunca son derece memnun oldu. Bu zatın yanında üç-dört saat kadar kaldık. Güzel bir sohbet oldu. Konu hep Memiş Efendi, İstanbul halifesi Feyzullah Efendi ve kolun temsilcilerinden Küçük Hüseyin Efendi üzerinde yoğunlaştı. Bunlarla ilgili pek çok bilgi verdi ve menkıbeler nakletti. Feyzullah Efendi kolunun son temsilcisi ve musikişinas bir zat olan Cahit Bey, gerçekten derya bir insandı. Hazırlıksız gitmiştik, yanımızda ne defter vardı ve ne de teyp. O gün konuşulanları kaydedemedik. Hâlâ buna üzülürüm. Bu zatı bir daha ziyaret etmek nasip olmadı. Cahit Bey de beş altı yıl sonra vefat etti. Son on-on beş yıl içerisinde KonyaÂ’da Memiş Efendi ve ailesi ile ilgili bir hayli yayın yapıldı. Bunların en kapsamlısı, Dr. İsmail Bilgili ile Ahmet ÇelikÂ’in çalışmaları oldu. Hem yayınlar, hem de yıllardır Memiş EfendiÂ’nin tanıtımı ile ilgili olarak Konya ve ÇavuşÂ’ta yapılan toplantılara İzi Süt A.Ş. sahipleri maddή, manevή destek verdiler. HayrÂ’ül-halef torunlar böyle olur. Gayretlerini her türlü takdirin üzerinde görüyoruz. Bugün onların gayretleri sayesinde Memiş EfendiÂ’nin tanıtılması hususunda bir hayli mesafe kat edilmiş bulunuluyor. Okuyucularımız, Akademik SayfalarÂ’ımızdaki yazılarından ve kitap çalışmal
OSMAN MURAT 28.12.2017
Rabbim Razi Olsun Memis Efendimden Ey guzel Allahim, Bizleri Memis Efendimize Komsu yap. Onu en guzel makamlara ulastir. Onun sevgisini, gun gectikce dahada arttir gonlumuzde. Amin... OSMAN MURAT YUKSEL osmanmyuksel@yahoo.com (29.05.2011)
Harun Tan 28.12.2017
Mubarek Ola Seyh efendinin abidevi hayatini ve eserlerini gun yuzune cikaran guzel insanlara kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Hadimi hazretleri ile Muhammed Kudsi hazretlerin dusunce dunyasi ve irfani uzerine bir konferansin mumkun olup olmayacagi uzerine kafa yormustuk yillar evvel. Gorunen o ki yakin bir zamanda bu mumkun olabilecek.. Yakin donem tasavvuf ve irfan dusuncesinin en onemli temsilcilerinden bir arif ve Hak asigi olan Muhammed Kudsi Efendi'nin bir torunu olarak kitabi hazirlayan Ismail ve Ahmet Bey'e sukranlarimi sunuyorum. Muhabbetle Harun Tan (harun@simurgarts.com)  (08.09.2009)
Mehmet ALTUNTAŞ 28.12.2017
ESER HAKKINDA: Eserin, 19. yüzyılda KonyaÂ’nın manevi dünyasını aydınlatan gönüllerin dostu, sultanı Hoca Memiş EfendiÂ’yi tanış kılmak ve geçmişin sisli perdeleri arasından onu gün ışığına çıkarmak amacıyla kaleme alındığı anlaşılmaktadır. İslam tasavvufunun ortaya çıkışını, gelişimini ve ilkelerini kaynaklara dayanarak kısa ve öz bir biçimde ortaya konulması tasavvufa yabancı olanlar için bir pusula olarak da değerlendirilebilir. Bu bölüm ayrıca: “Cihân âra cihan içindedir ârâyı bilmezler O mâhiler ki derya içredir deryayı bilmezler.” (Hayali Bey) Beytinde dile getirildiği gibi tasavvufun içinde olup da onu iyi bilmeyenler için de deniz feneri görevini görmektedir. Hal diliyle; MansurÂ’u dâra takan da, İbrahimÂ’i oda yakan da, EyyubÂ’u derde bırakanın da O olduğunu dile getirmektedir. “İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsen Ya bu nice okumaktır.” (Yunus Emre) Eserde, insanın kendini tanımasının ve yaratanını bilmesi yolu olan eğitim ve öğretime de değinilmiş ve İslam dünyasından yükselen ilim ve kültür güneşinin BatıÂ’nın karanlık ufkunu aydınlatmada başrolü oynayan medreseler ayrı bir başlık aylında ele alınmıştır. Medreselerin tarih içinde gözler önüne serilmiş; özellikle medreselerin ıslah çalışmalarına vurgu yapılmıştır. Diğer taraftan ToroslarÂ’ın eteğinde adı sanı duyulmamış HadimÂ’in, Ebu Said Muhammed ile nasıl haklı bir üne kavuştuğu veciz bir şekilde ortaya konmuştur. Müderris mürşit geleneğinin öncüsü sayılan Hadimi hazretlerinin yaşadığı ve Memiş EfendiÂ’nin yaşadığı yüzyılda Konya, sosyo-ekonomik yönden mercek altına alınmıştır. Birinci bölümde, Memiş EfendiÂ’nin hayatı, tasavvuftaki seyr-ü sulûku; Mevlana Halid-i BağdadiÂ’ye intisabı ve kemale ermesi geniş olarak anlatılmaktadır. Ailesi ve çocukları tanıtılmakta ve Memiş EfendiÂ’nin müderris mürşit olarak hangi sıkıntılara göğüs gerdiği konusunda okuyucu bilgilendirilmektedir. Memiş EfendiÂ’nin gül bahçesinde özenle yetiştirdiği güller olan talebeler tek tek sayılmaktadır
İlhami Aktürk 28.12.2017
Değerli meslektaşım, Yazıya döktüğünüz eserle ilgili olarak söyleyebileceğim çok şey olmasına karşın; yazıya döküp anlatmakta güçlük çekmedeyim. Bununla birlikte XIX. yüz yıl Osmanlı dönemi ilim merkezlerinin AnadoluÂ’daki yansımalarını, bunun özellikle ilmi tasavvuf olarak tezahürünü sayenizde keşfetmiş olmak bahtiyarlığını yaşamaktayım. Devletten devlete geçişin ilim üzerinde oluşturduğu yıkımı bir defa daha müşahhas örnekle görmek yüreğimdeki yarayı bir kez daha kanattı. İlim yolunda tuttuğunuz bu ışığın sürekli olması dileğiyle. İlhami Aktürk  (LHAMAKTURK)  (07.03.2009)
ÖMER LÜTFİ ERSÖZ 28.12.2017
MUHAMMED KUDSΎ EL-BOZKIRΎ (HOCA MEMİŞ EFENDİ) Eseri büyük bir zevkle okudum.Eserin ilk bölümünde Tasavvuf ve Medrese Eğitimi,Tarikatların Anadolu girişi,kurumsallaşması,eğitim esasları v.b. konu başlıklarından oluşmaktadır. Diğer dört ayrı bölümde ise,Hoca Memiş Efendinin hayatı,ders aldığı Hocaları,yetiştirdiği Öğrencileri,ahlaki özelliği,Torunlarının eğitim hizmetlerinden oluşmaktadır. Eserde Tasavvufun tanımı şu şekilde yapılmıştır.Tasavvuf; züht. güzel ahlak, kalp temizliği, nefisle mücadele, istikamette olup Kur'an ve Sünnete uymak. Allah'a tam teslimiyet, ihsan mertebesi ve ihlâs ile hareket etmek, İslam'ın ruh hayatı, batini bir ilim ve ledün ilmi şeklinde tarif edilmektedir. Tasavvuf, nefsin iyi ve kötü durumlarından bahsedip nefsin kötü hallerden temizlenmesi (tezkiye-i nefs) ve iyi hallerle süslenmesi (tezhib-i ahlak) yollarını gösterip Allah'a ulaşma (seyr ve vuslat) O'na kavuşma durumunu tarif eden bir ilimdir. Tasavvuf insanı Allah'a, Allah'ı da insana sevdirme sanatıdır denilerek özlü olarak tanımlanmıştır. Hoca Memiş Efendi Osmanlı Devleti sınırları içerisinde Konya Bozkır-Seydişehir bölgelerinde yaşamıştır.Miladi 1784 yılında BozkırÂ’ın Aliçerçi köyünde dünyaya gelmiştir.Osmanlı Sultanlarından,1.Abdülhamit,III.selim,IV.Mustafa ve II.Mahmut dönemlerine şahitlik etmiştir. Memiş Efendinin yaşadığı dönemde Bozkır Yöresi,Hadim gibi İlim irfan yuvası konumundadır.O dönemde Bozkır başta olmak üzere,Karaardıç,Karacahisar,Hocaköy,Meyre,Erdoğan köyleri ile şimdi Akören İlçemize bağlı olan Avdan beldesin de olmak üzere yedi tane faal Medresenin olduğu belirtilmektedir. Memiş Efendinin tesbit edilen Hocaları;İbrahim el-Bozkırή el- karacahisari,Muhammed bin İbrahim el- Bozkırή el- karacahisarή,Hadim Müftüsü Seyyid Ahmet el-Hadimή,Muhammede Şükrü el-Burhanzade el- Alai,İsmail bin Halil ibn İsmail et-Tarhalavή,Ödemişli Hasan Kutsi Efendi,Mevlana Halid-i Bağdadήdir. Döneminin tanınmış alimlerinden aldığı bilgi ve birikimi yetiştirdiği Öğrencilerine aktarmış